serie a takvimi Yolda damat sürekli telefonda konuşuyordu. “Ciddi olamazsın! Hadi ama, o kadar iyi mi? İnanmıyorum. Tamam, bana bazı ekran görüntüleri gönderin!” Böyle sözler duyduğumda derin bir uykuya daldım. Bu yaşta ardı ardına gelen orgazmlar ve hayatımdaki en büyük heyecan beni mahvetti. Arabanın dışından damat, “Anne, uyan!” Neredeyse yolun sonundaydık dediğinde, bir durakta olduğumuzu gördüm. “Bir fincan çay için durdum!”dedi. Oturduk, bana onun için çay ve enerji içeceği söyledi. Damat etrafımıza baktı ve hiç konuşmadı. Sonra aniden, “Dün gece yaptıklarınızın bir açıklaması var mı?” diye sordu.
Elimde çay bardağımla durdum, dışarıya baktım, cevap veremedim. Söylediklerinin duyulmaması için fısıldayarak dün uykuya daldığında en yakın arkadaşıyla sohbet ettiğini, web kamerasında her şeyi gören arkadaşının bazı anlar kaydettiğini ve ona ekran görüntüleri gönderdiğini söyledi. Eğer Banu’yu (kızımı) pek sevmediyse arayıp her şeyi anlatmayı düşündüğünü söyledi. “Dur” diye bağırdığında. Elimi tuttu ve bunu neden yaptığımı sorarak beni susturdu. Kaçacak yerim ya da yalan söyleyecek yerim yoktu. Ona bakamadan, gerçekte bitmemiş olan cinsel hayatımı nasıl izlediğimi ve onların nasıl seviştiklerini sessizce nasıl izlediğimi utanarak birkaç cümleyle anlattım. Damadım belki 15 dakika sessizce oturdu. Telefonundan aldığı mesajlara, fotoğraflarıma baktı ve bana meni tükürdüğüm ve büyük göğüslerimi yüzüne bastırdığım resimleri gösterdi.
Ölmek isterken, “Ne yaptığımı bilmiyordum, inan bana, affet beni!” Ağlamaya başladığımda damat ayağa kalktı ve hiçbir şey söylemeden ayrıldı. Kendimi arabanın altına atmak ya da kaçmak gibi düşünceler aklımdan geçiyordu. Birkaç dakika sonra geri geldi ve bana bir mendil uzattı. “Kızını arıyorum!” dedim. O anda kalp krizi geçirdiğimi sanıyordum. “Merhaba aşkım, işten yeni geldim, bu saatte ayrılmayalım, annen de yorgun, annene yarın erken geleceğimizi söyledik!” dedim. Bana telefonu uzattı ve ben de kekeyerek aynı şeyi tekrarladım. Telefonu kapattığında, ben damadıma sorgulayıcı gözlerle bakarken elimi tuttu ve kaldırdı, “Konuşma ve ağlama, benimle gel!” emretti. Durağın yanındaki Motele doğru yürüdük.
Ben “Ama…” demeye başlarken damadım, “Kapa çeneni dedim!”dedim. Masada ağlarken damadımın Motelde bir oda tuttuğunu fark ettim. Kimsenin şüphelenmeyeceği odamıza, üzgün, üstü örtülü yaşlı kadına ve koluna tuttuğu şık genç adama girdik. İçeri girdiğimde ”Bak oğlum…” dedim Damat ise yatağın yanındaki mini buzdolabından bir bira aldı ve bana bakmadan açtı. Ağzımı açmaya çalışırken, “Konuşacak bir şeyin yok” diyerek sessiz kaldı.” Ceketini, gömleğini ve pantolonunu çıkardı, sadece boksörler bıraktı. Bana dedi ki: “Soyun ve bana gel. Ama başörtün sende kalsın.” buyurarak buyurdu. Kıpırdayamadım.
Önce uzun ceketimin düğmelerini açarak bana yaklaştı. “Oğlum bak” dediğimde, “Kapa çeneni ya da telefonu al ve kocana neden burada olduğumuzu söyle” diyerek sözümü tekrar kesti. Ayakta durduğum için ağlıyordum. Sonra uzun kollu gömleğimi okşamadan çıkardı, arkamdan gitti ve uzun eteğimi fermuarını açmadan aşağı çekti. İç çamaşırlarımda ve ellerimde önümde dururken etrafımda bir tur attı ve beni inceledi. Külotumun önünü ve göğüslerimi ellerimle boşuna örtmeye çalışırken ellerimi yanlarıma çekti. Göğsüme uzandı.”Beklediğimden daha iyisin, bakalım ne biliyorsun!”dedim. Bana orospu gibi davrandığı için kızgındım. ”Yeter artık,” elbiselerimi geri almak için eğildiğimde kolumu tuttu ve beni yatağa attı. Kollarımı sıktı ve üzerime eğildi. “Kaçma, yaşayanı yiyeceksin, uyuyanı değil!
Bana sahip olduğum resimleri kullandırtma “dedi. Tekrar ayağa kalktı ve birasını bir yudumda bitirdi. Çaresizdim. Kendimi bir top gibi korumaya çalışıyordum, bacaklarımı ve ellerimi göğsüme doğru çekiyordum. Eli dizimin üstünde yanıma oturdu. Kulağıma yaslandı ve dedi ki, “Sabaha kadar sen benimsin, o zaman herkes kendi hayatına devam edecek!”dedim. Cevap veremedim. Korkudan, pişmanlıktan, utançtan söz edemedim. Boynumu öpmeye ve büyük göğüslerimi sütyenin üzerinden okşamaya başladı. Cevap vermiyordum. Diğer eliyle, dizime sıkıca tutturduğum bacağımın üzerine indi. Beni öpmek için uzanıp tepki vermediğimi görünce başımı çevirdiğimi görünce gitmesine izin verdi.
Ayağa kalktı, beni tekrar inceledi. Vazgeçtiğini söyleyince boksörlerini çıkardı, yanıma uzandı ve bacaklarımı öpmeye ve elleriyle kalçalarımı okşamaya başladı. Gücünü biliyordu ve bunu elimin yanındaki kalın yarı yukarı horozunu burnumun altında sallamak için yaptı. Toplanan bacaklarım kıçımı tutarken ve kalçalarımı kendi başlarına yalarken amımı iç çamaşırımın üzerine parmakladı. Yavaşça dudakları kalçalarımdan amıma çıktı ve külotumu yana çekti, ilk öpücüğü kıçıma koydu ve parmağıyla ayırdı.
Aynı zamanda 69 pozisyonundaydı, büyük siki ağzıma doğru sallanıyordu. “Bu bir yalan mı?”dedim. Ses çıkmayınca tekrar sordu, bu sefer bağırarak “Hayır! Söyledim.
“Bu gece istesen de istemesen de tüm bekaretin gitmiş olacak” dedi. Dili amıma değdiği an kendimi tamamen bıraktım. Onun ağırlığını üzerime denk getiremeyeceğimi anlayarak yanını yana çevirdi, şimdi siki dudaklarımdaydı ve dudakları bacaklarımın arasındaydı. Elleri kıçımı tutarken diliyle amımı daire içine aldı. O kadar yavaştı ki, kızımı siktiği günkü kadar acımasızca bana saldırmadı. Önce klitorisimi kesiyordu, sonra dilini amımın derinliklerine sokuyordu. Bu yüzden tereddütle tuttuğum horozu yaladım ve sonra yarısını ağzıma sokmaya başladım. Arada“ “Dişlerine dikkat et, dilini kullan”, ”Orada yalamaya devam et”, “Evet, işte bu!”, “Güzel!” Gibi emirlerle bana yol gösteriyordu.
Kıçımı çukurlaştıran bir elin parmaklarıyla göt deliğime masaj yapıyordu ve ilk kez bir erkeğin elinin değdiği yerler am suları ve tükürükleriyle ıslanıyordu. Garip bir 69 pozisyonunda birbirimizi yalıyorduk ve hala amımdaki sıcaklığı, önceki günün acısını hissediyordum. Birden sikini ağzımdan çıkardı, beni misyoner pozisyonuna getirdi ve bu sefer kızıma yaptığı gibi hemen beni tekrar sikti. Dili ve bir parmağı hevesle amımın içine girip çıkıyordu, diğer eli ise kıçımı kendine doğru kaldırıyordu.
Ben de sütyenimi çıkarıp kendi göğüslerimi sıkıyordum, aldığım zevki çoğaltıyordum. Bir iki dakika içinde amıma yaptığı baskı ve iki dudağımla klitorisimi emmesi dün geceki gibi bir boşalma getirdi. Önce yavaş dalgalar, sonra vücudumu saran bir ateş ve kalın bir belin yapabileceği kadar yaylı kasılmalar. Damadım geri çekildi, beni izledi. “Tıpkı kızınız gibiydiniz! Ama ustalaşman gereken şeyler var!” ‘ dedi ve dizlerinin üstüne çöktü ve kafama yaklaştı.
Anladım, önce sikinin başını ağzıma soktum. Daha rahat oturdum ve elimle topunu okşamaya başladım. Kızımdan gördüğüm gibi dilimle sikinin köküne, oradan da taşaklarına kadar indim. Görkemli taşaklarını koklamayı ve öpmeyi daha çok sevdiğimi fark ettim, taşaklarını emmeye ve taşaklarını tek tek ağzıma almaya başladım, bir eliyle 31’incisini çektim. “Aferin, bunu seviyorum, çabuk öğreniyorsun” dedi. Birkaç dakikalığına böyle devam ettim. Sonra küçük bir sikin mantar kafasını dilimledim. İnlemesiyle geri çekildim ve kalın horozunu iki elimle okşamaya başladım. Damadım inlemeye başladı, yatağın üzerindeki ilk iki damla, diğeri burnumun üzerinde ve çıkanlar avucumu doldurdu. Tuvalete gittiğimde giyinmişti. “Ne oldu?” Dedim ki
Gidiyor muyuz?” panikledim. “Hiçbir şey! Sen biraz dinlen, ben gidip bir şeyler içeyim, gece daha bitmedi!”dedim. Çarşaf çıplak vücudumun üzerinden çekilirken uyudum, örtü hala başımdaydı ve onu çıkardım ve kestirdim. Uyuyakalmışım. Belli belirsiz odaya girdiğini ve fermuarın tıkladığını duydum ama yorgunluktan kıpırdayamadım. Komodinin üzerinde bir çanta bıraktı. Bana arkadan sarılıp uzandığında çıplak olduğunu fark ettim. Yüzümü ona çevirdi ve ilk kez bir sevgili gibi dudaklarıma yapıştı. Dili ağzımdayken elleri göğüslerimi yoğuruyordu.
Sadece öpücük bile beni genç bir kız gibi ıslattı. Telefonumun sesiyle ayrıldık. Arayan kocamdı ve ben de ona aynı yalanı söyleyerek telefonu kapattım. O anda yıllarca sevdiğimi sandığım adamın aslında bana hiçbir şey vermediğini fark ettim. Gençken zar zor ayağa kalkan, 65 yaşından sonra hiç kalkmayan ve hepsinden kötüsü, bütün erkeklerin böyle olduğunu düşünecek kadar aptaldım. Damadın aldığı taze suyu içmek güzeldi. Bu arada damat, “Keşke kızının o göğüsleri ve koca kıçı olsaydı!” sertçe emdi ve başını göğüslerimin arasına sıkıştırdı. Bu iltifatlar özgüvenimi artırdı, ”Sabaha kadar senindirler” diye inledim. O benim göğüslerimi emerken ben onun başını bastırıyor, beni daha çok emiyor ve yıllarca yoğrulmamış acımasız göğüslere saldırması için ona rehberlik ediyordum.